Deprem riski sürecinde Türkiye'de zorunlu deprem sigortası uygulaması
Özet
Ülkemizin dünyayı saran önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alması ve topraklarımızın tamamına yakın bir bölümünün değişik derecelerde deprem riski taşıması dolayısıyla, depremlerin meydana gelme olasılığının sıklığı bu riski Türkiye açısından önemli kılmaktadır. 1999 yılında ülkemizde yaşanan depremlerin ülke ekonomisinde ve sigorta sektöründe yarattığı kayıp boyutları, devletin deprem zararlarının karşılanmasına yönelik yeni model arayışları içine girmesine neden olmuştur. Bu çerçevede, kaçınılması mümkün olmayan deprem afetine karşı etkili önlemler alma çabasıyla, benzer riskler taşıyan ülke uygulamaları incelenerek, Dünya Bankası'nın da desteği ile bir deprem havuz sistemi oluşturulması uygun görülmüştür. Bu sistemin oluşturulmasında uzun yıllardır ülkemizde uygulanmakta olan deprem sigortasına ilginin azlığı ve bu konuda bilgi ve tanıtım eksikliğine bağlı olarak sigorta bilincinin yetersiz oluşu etken olmuştur. Bu noktada, devletin deprem afeti sonucunda karşılaştığı mali yükü azaltmak ve bu yükün paylaşılmasını sağlamak için yasal bir düzenlemeyle zorunlu kıldığı bu sigorta sistemi ile sigorta kapsamındaki 13 milyon konutun güvence altına alınması hedeflenmiştir. Bu araştırmanın amacı depremin neden olacağı hasarların hafifletilebilmesine yönelik bu zorunlu sigorta sisteminin içeriğinin ve getireceği faydaların toplum tarafından ne denli anlaşıldığını belirlemek ve deprem sigortasına ilişkin görüşleri yansıtabilmektir. Bunun için yapılan anket çalışmasından elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle bazı sonuçlara ulaşılmasına çalışılmıştır. Araştırmaya göre, deprem riskine karşı koruma sağlayan bu yeni sigorta sistemine önem verilmekle beraber, ülkemizin deprem riski yönetiminde geçerli bu sigorta düzenine ilişkin bilgilendirme ve tanıtım çalışmalarına daha fazla yer verilmesi gerektiği, zorunlu nitelik taşıyan bu sigortanin yaptırımlarının tam olarak neler olduğunun bilinmesinin ve Kanun Hükmünde Kararname ile yürütülen bu sigortanın kanunlaşmasının istendiği belirlenmiştir. Zorunlu Deprem Sigortasının ülkemizde gerektiği gibi yürütülebilmesi ve bu sigortaya gerekli katılımın ve sürekliliğinin sağlanabilmesinin, yola çıkış amacına uygun düzenlemelerle ortaya konabilmesine, bu sigortaya duyulacak güven doğrultusunda sigorta kavramının topluma yayılmasını sağlamak için yapılacak yoğun bilinçlendirme faaliyetlerine bağlı olduğu söylenebilir. Bu durumda, risk yayılımının gerçekleştirilebilmesiyle kitlesel poliçe üretiminin sağlanması toplumda sigorta konusunda yeterli bilince sahip olunmasına dayandırılabilmektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/8247
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [155]