Vergi icra hukukunda haciz yolu ile takip (icra ve iflas hukuku ile bir karşılaştırma)
Özet
Amme alacaklarının tahsil usulü hakkında kanun, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının kamu hukukundan doğan alacaklarının tahsilini düzenlemektedir. Bu idarelerin özel hukuktan doğan alacakları ile özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerinin alacaklarının tahsilini ise İcra ve İflas Kanunu düzenlemektedir. Amme alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, kamu alacaklarının tahsilinde farklı düzenlemelere yer vermiştir. Bu düzenlemelerin başında, vadesinde ödenmeyen sözkonusu alacakların cebren tahsili için devlete ve diğer kamu kuruluşlarına, özel hukuk gerçek ve tüzel kişilere tanınmayan hak ve yetkiler vermesidir. Devlet ve alacaklı diğer kamu kuruluşları, kamu gücünün ifadesi olan bu üstün hak ve yetkileri kullanarak, kamu alacağını tahsil etme imkanına sahiptirler. Cebren takip ve tahsil işlemlerinin başlayabilmesi için ilk şart, usulüne uygun olarak tarh ve tahakkuk ettirilen kamu alacağının vadesinde ödenmemiş olmasıdır. Fakat kamu alacaklarında cebren tahsilata geçmek için vadenin dolmuş olması tek başına yeterli değildir. Bunun yanısıra idarenin tek taraflı irade beyanı ile düzenlenen ödeme emrinin çıkarılmış olması ve vadesi geçmiş borcunu ödemeye borçlunun davet olunması gereklidir. Usulüne uygun olarak borçluya, ödeme emri tebliğ edilmeden cebren tahsilata girişilemez. Vadesinde ödenmeyen kamu alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Uygulamada en çok kullanılan cebren tahsil şekli hacizdir. Haciz yapılmakla borçlunun haczedilen mallar üzerindeki tasarruf etme imkanı kaldırılmış olur. Ancak borçlu, kamu alacaklısının iznini almak suretiyle haczedilen mallar üzerinde tasarrufta bulunabilir. Haczin asıl sonucu haczedilen malların satılarak paraya çevrilmesi, dolayısıyla kamu alacağının ortadan kalkmasıdır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanması sırasında idarece yürütülen işlemler genel olarak idari yargının denetimine girdiğinden, idari işlemlerle ilgili olarak açılacak davalarında kural olarak idari yargıda çözümlenmesi gerekmektedir. Ancak, kanunun ilgili maddelerinde yapılan düzenlemelerde, istihkak, iptal, iflas, konkordato davaları ile ihalenin feshi davaları genel (adli) mahkemelerde görülüp çözümlenmektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/9628
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [57]